Ketojenik diyet nedir?

Ketojenik Diyet nedir?

Ketojenik diyet yüklü olarak yüksek yağ ve protein içeren lakin karbonhidrat alımının düşük olduğu bir diyet tipidir. Alzheimer ve epilepsi olmak üzere diyabet ve kanser üzere birtakım hastalıklara ve sıhhat sıkıntılarına yararları görülmüştür. Ayrıyeten kilo verilmesinde Yardımcı olduğu da görülmüştür. Kilo vermek için kan şekeri denetimi için uygulanır. Fakat uzun müddetli kullanımı sıhhat açısından önerilmez.

Ketojenik Diyetin içeriği?

Yüksek yağlı ve düşük karbonhidratlı beslenme halini takibe alır. 3:1 ve 4:1 ketojenik diyetler olarak ayrılırlar . 3:1 olan ketojenik diyette 3 gram yağ başına 1 gram karbonhidrat ve proteine denk oluyor . 4:1 oranında olan ketojenik diyette ise 4 gram yağ başına 1 gram karbonhidrat ve protein denktir buda diyetin yaklaşık %90’ının yağdan oluşması gerektiği manasına geliyor. 3:1 ve 4:1 oranında olan ketojenik diyetler olağan ketojenik diyetten daha sıkıdır zira terapötik fayda sağlayabileceğinden Dolayı bilişsel sıhhat problemleri olan hastalar kullanabilir. Tüketilen besinlere istikbal olursak ; B vitamini , potasyum ve selenyum açısından Güçlü beyin sıhhati için Gerekli olan deniz ürünleri, ketojenik diyette karbonhidrat alımı düşük olduğu için et ve kümes hayvanları üzere besinler kasın korunması için hayli kıymetlidir, zeytin ve avokadoya istikbal olursak zeytindeki anne antioksidan olan oleurupein , anti-inflamatur özelliklere sahiptir ve hücrelerinizi hasardan koruyabilir ayrıyeten yapılan çalışmalara nazaran günde 1 avokado yiyen bireylerin düşük LDL (kötü kolesterol) düzeyleri de iç olmak üzere kalp sıhhati risk faktörlerinde düzgünleşme yaşandığı bulunmuştur. Kuruyemiş (badem, chia tohumu , koz , fındık) ketojenik diyette kullanılan bir besindirözelliklede fındık kalp hastalığı , belli kanser cinsleri , depresyon ve öteki kronik hastalıklar riskini azaltmaya yönelik tesirleri olduğu biliniyor. Kırmızı meyveler (çilek , ahududu) düşük karbonhidrat ve yüksek lifli ürünledir. Antioksidan özelliğe sahiptir ve hastalıklara yakalanma riskini düşürür. Bitter çikolata ve kakaoda ketojenik diyetlerde kullanılan bir besindir zira düşük kan basıncından kaynaklanan kalp rahatsızlıklarına güzel gelir ve atardamarı sağlıklı tuttuğu da biliniyor ayrıyeten antioksidan bakımından zengindir . nihayet olarak diyetin Fazla Aka bir kısmını kaplayan yağlar (zeytinyağı, ayçiçek yağı, kanola yağı , mısır yağı , fındık yağı)

vücuttaki Çok yağların yakılmasını, kan şekeri kıymetlerinin düşmesini ve insülin hassaslığının artmasını sağlar.

Ketojenik Diyetin bilişsel sıhhate tesiri?

Epilepsi; 2-18 ıslak aralığında epilepsi nöbetlerine yönelik yapılan bir araştırmada ıslak ve kilolarına Müsait ketojenik diyet uygulanır. 3 ay üzere bir müddetin sonunda ise nöbetlerde azalma görülür ayrıyeten total kolesterol , LDL , trigliserit bedellerinde artış görülmüştür. Ca , albümin , hemoglobin kıymetlerinde düşme saptanmıştır. Bu çalışmada ketojenik diyetin kan lipitlerinde artışa yol açabileceğini göstermekte alternatif tedavi formülü olarak ketojenik diyet kullanılabilir.

Kanser; kanserin , kemoterapi , radyoterapi cerrahi operasyonlar üzere birçok tedavi formülüyle Denetim altına tutulmaya çalışmıştır. nihayet vakitlerde ise beslenme planları öne çıkmaktadır. Ketojenik diyet tedavisinde Biricik bir kanser çeşidinde başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Ketojenik diyet hem hayvan modellerinde hem de insanlarda yeni bi kanser tedavisi olarak ortaya çıkmıştır. ur büyümesini azaltmak ve hayvan modellerinde prostat , kolon ve mide kanseri üzerinde tesiri olduğu görülmüştür.

Otizm; otizm spektrum bozukluğu toplumsal etkileşim ve irtibat bozukluğu , takıntı, tekrarlayıcı davranışlar ve duyusal işletme bozukluğu üzere birçok semptomu barındıran , karmaşık , nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizm hastalarının Kesin bir tedavisi olmadığı için ilaç dışı tedavilere yönlendirilmiştir. Bunlar ortasında bireylere ketojenik yahut glütensiz ve kazeinsiz diyet tedavisi kullanılmıştır . yapılan araştırmalarda çocukluk devrinde epilepsi ile ilişkilendirilmiş ve otizmli çocukların %40’ına epilepsi tanısı konulmuştur. Çalışmalarda otizmde mikrobiyal profilin sağlıklı bireylere nazaran Fazla farklı olduğu belirlenmiştir.

Alzheimer; bellek kaybı ve bilişsel işlevin azalma ile karakterize progresif bir nörodejeneratif hastalıktır. Patogenezinde yer Meydan glikoz hipermetabolizmasının yıkıcı meselelerini engellemek , artmış oksidatif gerilimi ve inflamatuar karşılığı azaltmak ve mitokondriyal fonksiyonları geliştirmek emeliyle Türlü diyet müdahaleleri kullanılmıştır. Bunlardan biride ketojenik diyettir. Ketojenik diyet , yüksek yağ ve düşük karbonhidrat içeriği ile bedene yağlardan güç karşılanması sağlanır. Alzheimer üzere nörodejenatif hastalarda tedavi metodu olarak kullanılabileceği öne sürülmüştür. Bunun en Değerli nedenlerinden birisi beyefendisinin glikoza bağımlılığını azaltacak alternatif bir güç kaynağı oluşturabilmesidir. Bir mühlet sonra keton cisimcikleri oluşur ve bunlar beyefendisinin Temel kaynağı olan glikoxun yokluğunda alternatif güç kaynağı olarak kullanılmaktadır.

Ketojenik Diyeti ve Akdeniz Diyeti ortasındaki ayrım nedir?

Akdeniz diyeti; balık , kümes hayvanları, baklagiller üzere protein kaynakları tüketilir ve Ara Dizi ise Kırmızı et tüketimi gerçekleşir. Şeker ve işlenmiş Besin alımı ,soda, tatlı çay ve spor içecekleri tüketimi sonludur. Şekerde tatlandırılmış içeriklerden kaçınmalıdır. kalp sıhhati , kalp rahatsızlığı ve kalp krizi riskini azalttığı bilinmekte.

Ketojenik diyet; kırmızı et ve yağ tüketimi hayli fazladır. Karbonhidrat içeriği Fazla az. gövde karbonhidrat kullanma yerine yağ kullanma odaklıdır. LDL (kötü kolesterol) seviyesini azaltır ancak LDL seviyesini arttırabilir ve buda atardamarlarda plak oluşumuna katkıda bulunabilir ve kalbe giden kan akışını bloke edebilir.

Ketojenik Diyet ve Mikrobiyata ortasındaki bağ nedir?

Bağırsak mikrobiyası yapılan araştırmalara nazaran insan sıhhati ve hastalıklarda Değerli yer alır. Bağırsak mikrobiyası Etraf ve beslenme davranışlarından etkilenebilen Fazla dinamik bir yapıdır. Ketojenik diyet uygulayan epilepsili infantlarda nöbet sıklığının azaldığı, Bacteroides ve Prevotella artarken, Cronobacter düzeyinin yaklaşık %50 oranında azalarak bağırsak mikrobiyota kompozisyonunun sağlıklı Denetim kümesine hakikat değiştiği gösterilmiştir.

Ketojenik Diyet ve MCT alakası?

Diyet yüksek yağ oranına sahip olduğu için %17 karbonhidrat %10 protein ve Geri kalan %73’lük kısmı yağ içeriğine sahiptir. Bu yağların %30-70’i orta zincirli yağ asitlerden (MCT) oluşur. Yağların bu diyette bu kadar Değerli olmasının sebebi uzun zincirli yağ asitleri yıkımında mitokondriye taşınmaları için karnitine muhtaçlık duyulurken MCT yağlarında bu türlü bir Gereksinim yoktur bu yüzden daha kızlı ve daha Çok yağ yakımı gerçekleşir.

http://www.openaccess.hacettepe.edu.tr:8080/xmlui/handle/11655/1553

https://dergipark.org.tr/en/pub/muskutd/issue/64721/748885

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7269727/

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC7056920/

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6720297/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/31311141/

https://www.researchgate.net/profile/Aliye-Oezenoglu/publication/333787247_MIKROBIOTA_BESLENME_VE_SAGLIK/links/5d040c6f458515b055d29f48/MIKROBIOTA-BESLENME-VE-SAGLIK.pdf#page=44

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23515148/

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4663587/

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499830/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30676058/